Günümüz dünyasında bir ya da birden fazla yabancı dil öğrenmek ve bu dili akıcı ve doğru bir şekilde konuşabilmek yaşamımızın çeşitli alanlarında neredeyse zorunlu hale gelmiştir. Dünyamızın her alanında milyonlarca insan, yabancı dil öğrenmek için çok büyük bir oranda vakitlerini, enerjilerini ve maddi durumlarını zorlamaktadır. Yabancı dil eğitimi almak için harcanan bu çabaya karşın büyük oranda alınan sonuç tatmin edici olmamaktadır. Hatta tam aksine harcanan tüm zaman, enerji ve paraların boşa gittiği gibi bir düşünce oluşmaktadır. Bu durumda tatmin edici sonuçlar alınmamasının aslında pek çok nedeni mevcuttur. Ancak en önemli sebep olarak karşımıza dil eğitiminde olan kritik dönemin atlanması gibi bir durum çıkmakta. Kişiler, yabancı dille sadece kritik dönemden yani 0-6 yaş arasındaki dönemden sonra karşılaştıklarından dolayı söz konusu olan sonuç istenen şekilde öğrenilemiyor. Bu dönemden sonra da yabancı dili öğrenmek kişiler için son derece zor gelmektedir. Bu güne dek yapılan pek çok araştırmanın sonucu olarak, ikinci dile başlamanın yaş düzeyini söz konusu olan dili öğrenme konusunda en belirleyici hususların başında geldiği belirlenmiştir. Örnek olarak, çocuklarımıza
ingilizce meslekler ya da alfabeden başlayarak dil eğitimi sunabiliriz. Çocuklarımız için 0-6 yaş arasındaki dönem, yabancı dil öğrenebilme açısından büyük önem taşımaktadır. Doğumdan itibaren 5 yaşa kadar çocuğun beyninde bulunan nörofizyolojik mekanizma oldukça faaldir. Yani aktif şekilde çalışır. Bu mekanizmanın desteğiyle dil otomatik şekilde beyne kaydedilir.
Çocukların bu yaş aralığında gördükleri ve duydukları tüm şeyleri adeta bir sünger gibi emen beyinleri bulunur. Çocuklar duyduklarını tıpkı bir kasede kaydeder gibi beynine kaydeder. Bu dönemin sonunda bu mekanizma maalesef ki özelliğini kaybetmektedir. Yani kayıt özelliği sona erer. Kayıt özelliği sonlanmadan önce bulunulan dönemde çocuklar, herhangi bir dili çok daha hızlı öğrenmektedir. Yani daha kalıcı olarak konuşma sağlayabilir. Hatta öyle ki, çocuklar 5 yaşına gelene dek 5 dil öğrenebilme yeteneğine sahip olurlar. Anaokuluna giden çocuklar, yabancı dili bilhassa ikinci bir dilin tonlamasını ve telaffuzunu, en kusursuz ve en kolay şekilde öğrenebileceği yaşta sayılırlar. Yapılan biyolojik kaynaklı araştırmalarda, beynin küçük yaşlarda çok daha hızlı gelişme kaydettiğini ve 7 yaşına dek bu gelişimin aynı hızda devam ettiğini göstermektedir. Bu nedenden dolayı da yabancı dil öğreniminin beyin gelişimini tamamlamasından önce başlaması gerektiği düşünülmektedir. Beyin gelişiminin tamamlanmasından sonra yabancı dil öğrenimi başlarsa eğer, cümle kurarken hatalar artabilir. Özellikle telaffuzda söylenen yanlışlıkların ömür boyunca devam ettiği görülmektedir. Bu nedenle eğer kursa gitmeye vaktiniz yoksa ya da çocuğunuzu gönderemiyorsanız internet üzerinden sunulan yabancı dil eğitimlerini tercih edebilirsiniz. Bu sayede hem sosyal yaşantı bir yandan devam eder hem de dil eğitimini aksatmadan düzenli bir şekilde tamamlayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder